“... Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve se’bat cihetiyle takdir ve senaya liyakatı, her şüphenin fevkinde bulunmuştur. Donanmasının ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir düşmamn taarruzlarına karşı sayısız muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza etmişlerdir.” Limon Von SANDERS
Yaşasın!! Çanakkale’de yiğitliğin namına Şehadete Erenler.. Ve Kahrolsun!! Bu yiğitlere İhanet edenler.
Arşidük Franz Ferdinad.. Bu ismi muhakkak bir yerlerde duymuşsunuzdur. Öyle ki; Dünya onun öldürülmesinden sonra bambaşka bir yer oldu. Yazıma başladığım Limon Van SANDERS sözüde tam olarak bu suikastin bahane olduğu savaş ile ortaya çıkmıştır. Biz Tarihin yiğit milleti Türkler, varoluştan beri ilk defa bu kadar çaresizdik. Başında İngilizlerin güçlü olduğunu biliyor ve onlarla ittifak etmeye çalışıyorduk, kabul edilmedik. Almanlar bize bizde onlara muhtaçtık. Savaş kapımıza geldikten sonra onlarca cephe oldu, sayısız şehit ve gazi. Mağlubiyetler ve Zaferler.. İhanetler, büyük fedakarlıklar.. Zordu, çok zor.. Ama Enver vardı başta, Yiğitti.. Çok Yiğit.. Mustafa Kemal vardı, korkmazdı hiçbir şeyden. Kazım paşa, Fevzi paşa. Ne büyük şanstır ki onların emanetine sahip çıkma şerefi bize nail oldu.
Kafkas Cephesinde Türklerin başarılı olarak sayılacak durumu karşısında Rus Çarı Nikola, Müttefikleri olan İngilizlerden Osmanlı’ya karşı yeni bir cephe açılmasını ister. İngilizler bu durumu değerlendirmeye alırken Churchill’in iştahı Çanakkale’nin geçilmesi, İstanbul’un düşmesiyle birlikte Merkezi yapısı dağılacak olan , Tarihteki isimleri yavaşça silinen Osmanlı Türklerini savaştan saf dışı bırakmak için bir anda kabarmıştı. Böylece Romanya, Bulgarlar ve diğer balkan devletleri İtilaf devletlerine katılarak Almanya’yı tam bir ateş çemberi içerisine almayı hedeflemekteydi. İngilizler savaşın bütün planını yapmış, uzaktan top atışları ile Ertuğrul, Sedülbahir ve Kumkale tabyalarını geçecek ardından Namazgah ve Hamidiye tabyaları imha edilip karada askeri işgal tamamlanınca İstanbul’a devam edilecekti. Ancak, Osmanlı’nın en güçlü askeri kudretinin Çanakkale’de olduğunun farkında değil ve bu cephenin öneminin Türkler içinde çok mühim olduğunun hesabını yapamamışlardır. Öte yandan Harbiye Nazırı Enver Paşa, Çanakkale Savaşını kafasında oynamış ve çoktan kazanmıştı. Çanakkale’nin bir deniz savaşı ile geçilemeyeceğine inancı tam olan Enver paşa, Boğaz Savunmasını 3 ayrı Tahkimat şeklinde organize etmişti. İlk kısım olan dış tahkimatı Seddülbahir,Ertuğrul,Kumkale ve Orhaniye tabyalarından oluşturup 29 adet top yerleştirilmişti. İkinci tahkimatı; 28 Hareketli obüs,8 Dağ topu ve 10 Havandan oluşan “orta tahkimat” idi (Tabya mevkiileri; İntepe,Çakaltepe,Erenköy). Üçüncü kısım ise; Merkez tahkimat idi; Bir neslin Mezar taşlarından olan Namazgah,Hamidiye,Dardanos gibi tabyalar buradaydı.. İrili ufaklı 137 top bu tabyalara yerleştirilmişti. Osmanlı boğaz savunmasında mayınlara çok önem veriyor ve Dardanos ile Soğanlıdere yani boğazın en dar hattında başlıyordu toplamda 10 mayın hattı mevcudu hazırlanmıştı. Çanakkale’nin korunması ile görevli olan Limon von Sanders 1. Ordu komutanlığına, Vehip paşa ise 2. Ordu komutanlığına getirilmişti. Olası bir kara çıkarmasında bu iki ordu düşmanı karşılayacaktı. Çanakkale Müstahkem Mevkii komutanlığına yüksek yetkiler ile Cevat Paşa, 13. Kolordu komutanlığına Esat Paşa ve kara savaşlarındaki kesin başarıları ile tarihin akışını değiştirecek olan Yarbay Mustafa Kemal Paşa 19. Tümenin komutanlığını almıştı. 20 si devasa 100 parçalık itilaf armadası Şubat 1915 yılında Çanakkale’ye ulaştı. Savaşı her açıdan kazanmak isteyen İngilizler ilk saldırıyı 19 Şubat tarihinde gerçekleştirdi(19 Şubat 1807 Tarihinde Çanakkale Deniz Savaşlarında Çanakkale geçilmişti). İngilizler, İlk Topu Agamemnon zırhlısına attırmışlardı, sebebi ise Agamemnon’un Homeros’un ilyada Destanında, Truva’ya saldıran ve şehri hile ile alan yunan kralının adıdır. İtilaf devletleri kendilerini Truva’yı zapta gelen Kadim Yunan ordusu, Türkleri ise Truvalı olarak görme motivasyonunu kendilerine empoze etmişti.Aşil ve Hector’un tekrar karşı karşıya gelmesi…Türk tarafında yayınlanan bir mecmuada ise; Truva bir hayaldi, Çanakkale ise bir gerçek!! Sözleri vuku bulmuştur. İngilizler ilk saldırıya 6 büyük zırhlı ile 12 kilometre gibi Türk toplarının menzil dışından atışlar yaparak başlamıştır, Türk topları bu menzilde sessiz kalmıştır ve zahiyat pekte mühim değildir. Bombardıman için menzile girmeye başladığında Türk topları karşılık vermiş ve 2 zırhlı ağır isabet alarak geri çekilmiştir. İngilizler’in Dış tabyaları 1 günde yok etme planı suya düşmüş, Türk tarafı ilk başarıyı elde etmişti. 25 Şubat tarihinde yeni saldırıya başlayan İngilizler, 12 zırhlı ile başlamış ve yine 2 zırhlısında hasar görmüştür. Ancak Dış tabyalardaki tahkimat bu gemilerle ne kadar büyük çarpışsa da durduracak kudrete sahip değildir.Öyle ki; her gün, her saat yeni kahramanlar çıkaran Türkler zekice hazırladıklar savunma planı ve binlerce yıllık, milyonlarca şehidin imanı ile savaşıyordu. İtilaf devletleri yalnızca 20 kişi kalan Bigalı Mehmet Çavuş’un olduğu Seddülbahir e 100 kişilik bir ekip yollamış ve Bigalı Çavuş ve yiğit erleri tarafından tamamı olmak sureti ile imha edilmiştir. Churchill’in talimatı ile yaklaşık 1 aydır geçilemeyen Çanakkale 15 Mart’ta yapılacak olan saldırı ile 18 Mart tarihinde geçilip, bu cephe tamamen kapanacaktı.Ancak mevcut İngiliz Amiral Carden’ın hastalanması ve yerine başka bir amiralin gelmesi planları epeyce bozdu. Saldırının başlaması ile 4 büyük İngiliz zırhlısı menzil dışından top atışı yaparken Fransız gemilerinin bombardıman başlatması amacı ile kıyıya yaklaşması emri verildi. Ancak beklenmedik Türk topçularının başarısı bir anda İtilaf devletlerinin gemilerinin bir bir hasar almasına ve geri çekilmek mecburiyetinde kalmasına sebep oldu. Durumu iyi analiz eden Cevat paşa, talimatı ile Yüzbaşı Hakkı paşa ve nusrat mayın gemisinin ana mayın hatlarının aksine Erenköy civarına mayın yerleştirmesi emrini vermişti. Bu suretle geri manevra yapmaya çalışan İtilaf gemileri ağır hasarlar görmeye devam etmiş ve iyice hasar almaya devam etmişlerdir. Son darbeyi ise bataryasındaki 4 toptan sadece 1 tanesi sağlam kalan ve onunda toplarını taşıyacak vinç sistemi hasar gören ancak buna rağmen 275 kiloluk topları tek başına taşıyıp 3. Atışında isabet ettiren Seyit onbaşının ağır hasar verdiği zırhlı ile birlikte Çanakkale Deniz Savaşı Türklerin kesin zaferi ile sonuçlanmış, deniz savaşları yerini kara savaşlarına bırakacaktır. Çanakkale Deniz Savaşının 18 Mart kahramanı Cevat Paşa yıllar sonra 18 Mart gününün en kıymetli anı sorulduğunda şu cevabı verecektir; O gün en kıymetli an, güneşin son ışıkları ile boğazdan perişan halde çıkmakta olan düşman filosunun görünüşü idi.