Bilim dünyası ve ülkemizde ki bilimin öncüleri Tübitak Verilerine göre ve 20.yy başlarında Claire PATTERSON tarafından zirkon kristallerindeki uranyum miktarı ile dünya en az 4.3 milyar yıldır varoluşunu sürdürmekte. Ancak bilinen tarih daha yakın bir zamanda başlıyor.. Tarihin ilk uygarlığı Sümerler… Paranın bulunmadığı bu dönemde kayda değer net bilgiler bulunmamakta ancak tüketim çılgınlığı illa ki vardır.. insanın olduğu yerde hep olur. Öyle ki Lidyalılar parayı M.Ö 6 yy. Civarı bulurken, Sargon kendini 1200 sene evvelinden imparator ilan etmişti ve dünyanın ilk imparatorluğu Akadların ilk imparatoru olmuştu. Bu durum şehir devletleri yanısıra imparatorluk ile birlikte ilk büyük ölçekli sınıflandırmanın önünü açmıştı. Eğer “Tabaka” var ise, tüketimde vardır. Para bulunduktan sonra, toplumlara göre neyin para olduğu önemli olmuştur. Hırs ve ihtiraslar zamanla parayı isimlendirip ayrıştıran önemli hammaddeler olmuştur. Öyle ki; günümüzde paraya dolar diyende, manat diyende var, yuan diyende.. maalesef ki “Tanrım” diyende… Her ne olursa olsun, bu dünyada en büyük sorun tüketim çılgınlığı,doyumsuzluk,sapkın istekler. Keza “Para” araç ve amaç olarak iki sınıfın yolu. Kimisi ekmek almak için çalışıyor kimisi o ekmeği satmak için çalıştırıyor. Ama hiç kimse doymuyor. Osmanlı’da saray harcamaları dillere destandı, İtalyanlar’ın en büyük kıskançlığı daha az sömürge yapabilmesiydi, Amerikan toplumu (Tarihleri Kapitalizmden daha kısa zamana hitap ediyor ve çok azınlıklı bir devlet o yüzden Net bir millet sınıfına girmedikleri için “toplum” kelimesi ile tanıtıyorum) para satmak isterdi, Asya halkları, ordu kurup birbirlerini öldürmek, biz türkler ise.. biz hiç bir zaman parayı dert etmedik, olduğunda kullanamadıkta, gittik Viyana’yı kuşattık veya Camii yaptırdık. Devletlerin para anlayışı ile eşdeğer olarak bireylerde para ile bağ kurdu.Komşusu açken daha fazla tok olmayı marifet sanıyor, tarihin bu yönünü DNA sında tanıyor ve sosyal medyada hava atıyor. Para satan zihniyet bunu fark ederek “Bireye” ait olmayan paranın, ona aitmiş gibi harcamasına teşvik ederek bireyleri borçlandırıp para üzerinden insanları sınıflara ayırıyor. Yeni teknoloji dünya daha iyi bir yer haline gelsin diye değil, zenginler daha zengin, normaller ise çok daha “havalı fakirler”olsun diye gelişiyor. Kanserin tedavisi alt tabakaya daha gelmiyorken, öncü isimler kalp nakli olup hayatlarını uzatmaya çalışıyorlar. İşte bu çılgınlıkta insanlar yuvalarından oluyor, dostlarını kaybediyor ve kendi benliklerinden uzaklaşıp bir sanal aleme ait oluyor. Ve net kazanan insanlar, Brüt harcayarak çocuklarına zenginlerin isimlerini totem olarak koyuyor. Yok olan şey ise kültür değil gelecek. Geçmişte hata olduğunu bildiğimiz bir şeyi daha fazla tekrar etmemek elzem, mühimdir. Yaşam geçmişin değil, geleceğin hakkıdır. İnsan; bugünü değil, yârını düşünmelidir.